
Bize gelmeye çalıştı. Ben de, “Poşeti getireyim” dedim. O da “Buyur” dedi. Annesi yatıyordu, beni görünce utandı, ayağa kalktı ama hali pek iyi değildi. Kadın çok yorgundu, hem işte çalışıp hem de hastaneye yetişmeye çalışmaktan tükenmişti. Yatacak yerleri de var, bu yüzden hemen elimdekileri buzdolabına koydum.
Dolabın içinde bir kutu salça, beş yumurta, birkaç salata ve üç patates vardı. Belli ki akşam ekmek bile olmayacaktı sofralarında. Ben de “Müsaadenizle” dedikten sonra hemen eşime telefon ettim.
Arabayı kapıya çekip beni almalarını söyledim. Durumu anlattığımda çok üzüldüler. Hemen büyük bir markete gittik ve ihtiyaçlarını tek tek hallettik. Ardından doktor arkadaşımıza da telefon ettik. Sabah hastaneye, saat dokuzda orada olacaklarını, tüm masrafları benim karşılayacağımı, bundan sonra ne gerekiyorsa yapacağımı söyledik. Eve geri döndüğümüzde Ayşe’yi ve annesini çok mutlu gördük. Şimdi WhatsApp’tan da yazdık, herkese duyurduk. Bir saat içinde onlara neredeyse bir yıl yetecek para toplandı. 21 yıldır evliyiz, ama maalesef hiç çocuk sahibi olamadık ve olamayacağız.