Suriye rejiminin çöküşüyle birlikte insanlık dramı da gün yüzüne çıktı. Sednaya Hapishanesi, insanlık dışı muamelelerin merkezi haline gelirken, burada tutuklu kalanların anlattıkları yürek parçaladı. Üç kadın, yaşadıklarını paylaştı. Detaylar için diğer sayfamıza göz atabilirsiniz…
Suriye’nin iç savaşının en karanlık yüzlerinden biri olan Sednaya Hapishanesi, yıllardır süren acı ve insanlık dışı muamelelerin merkezi haline gelmiş durumda. Esir tutulanların, işkencelere, kötü muameleye ve adaletsizliklere karşı verdikleri yaşam mücadelesi, dünya çapında büyük bir tepki uyandırdı. Bu zindanlarda kalanların anlatıları ise, insanlık adına derin bir yara açmaya devam ediyor.
Üsama Beşir’in Anlatıları:
Üsama Beşir, Suriye’deki trajedinin bireysel bir yansıması olarak dikkat çekiyor. Yıllardır kaybolan üç kardeşi için başkent Şam’a gelerek umutla onları arayan Beşir, iç savaşın yıkımını ve belirsizliğini gözler önüne seriyor. Kardeşlerinin Suriye’deki savaşla hiçbir ilgisi olmadığını belirten Beşir, “Onlarla ilgili bir haber alamadık. Şu an neredeler, neler yapıyorlar, bilmiyorum. Yaşıyorlar mı, onu da bilmiyoruz,” şeklinde konuşarak, savaşın getirdiği belirsizlik ve umutsuzluğu dile getiriyor.
Ancak Beşir, tüm acılara rağmen umudunu kaybetmiş değil. “İnşallah buradadırlar ve kurtulurlar,” diyerek, kardeşlerinin ve tüm mahkûmların serbest kalmasını ve ailelerine kavuşmalarını diliyor. “Umudumuzu kaybetmedik,” diyen Beşir, insanlık dramının gölgesinde bile umudu diri tutmaya çalışan bir ses olarak öne çıkıyor
.
“Biz Terörist Değiliz”
Beşir’in bir diğer vurgusu ise, Suriye’deki siyasi tutukluların çoğunun terörist olmadığına dair güçlü bir mesaj. “Biz terörist değiliz,” diyen Beşir, gözaltına alınan ve işkenceye maruz kalanların çoğunun sıradan vatandaşlar olduğunu, yalnızca Suriye hükümetinin baskıcı rejiminden muzdarip olduklarını belirtiyor. Bu, rejimin kendisini meşrulaştırmak adına, masum insanları terörist olarak suçlayarak haksız bir şekilde hapsettikleri gerçeğini bir kez daha ortaya koyuyor.
Sednaya Hapishanesi’nde yaşananlar, bu tür trajik ve insanlık dışı hikayelerle dolu. Ancak bu dramların bir günü son bulacak mı? Tüm dünyada insanlar, Suriye’deki hapishanelerdeki mazlumların ve kaybolanların adaletini bekliyor.
Mercan, şu şekilde kaydetti:
“Bu süreçte neler yaşandığını bilemiyoruz. Yeni hükümetten, bu meseleye destek olmalarını bekliyoruz. Hapishaneden sorumlu kişilerin bulunması ve içerideki giriş yollarının tespit edilmesi çok önemli. Çocuklarımızı geri istiyoruz. Dışarıda on binlerce aile var; hepsi, çocukları ve yakınları için buradayız.”
Deralı Üdey Hamza ise oğlunu beklediğini ve durumu hakkında hiçbir bilgiye sahip olmadığını belirterek, şu sözleri sarf etti: “2011’den bu yana burada, akıbetiyle ilgili hiçbir şey bilmiyoruz. Ziyaret dahi edemedik. Öldüğüne dair bir haber almıştık ama yine de buradayız, başına ne geldiğini bilmiyoruz. İnşallah ölüm haberi doğru değildir. (Rejimin kaçan hapishane yetkilileri) gelsinler, hapishaneyi açsınlar, hepimiz buradayız, evlatlarımızı geri istiyoruz.”
