
Bir gün, Ahmet aile bahçesinde gül dikerken, “Bundan ne öğrendim biliyor musun?” dedi. Zehra, “Ne baba?” diye sordu. Ahmet, “Gerçek sevginin sadece iki kişi arasında olmadığını, bazen birbirini kollayan tüm bir insan ağı olduğunu öğrendim,” diye yanıtladı. Zeynep ve Fatma gülümseyerek ona katıldılar. Zehra, babasını komadan uyandıran o özel melodiyi mırıldanıyordu; bu şarkı artık ailenin hikayesinin bir parçasıydı.
Ahmet, Zeynep, Fatma ve Zehra’nın hikayesi, sevginin, affetmenin ve ikinci şansların gücünü anlatan, hayatın bizi en beklenmedik anlarda nasıl şaşırtabileceğini gösteren dokunaklı bir yolculuktu. Onların yaşadığı mucize, umudun ve inancın en karanlık anlarda bile ışık olabileceğinin kanıtıydı.
.