
Hafıza ağlayarak sordu:
— “Ben nasıl yardımcı olabilirim hocam?”
Âlim cevap verdi:
— “Üç şey insan öldüğünde amel defterine sevap olarak yazılmaya devam eder: Sadaka-i cariye, faydalı ilim ve hayırlı evlat duası. Sen annen için bolca Kur’an oku, sadaka ver, dua et. Belki Rabbimiz rahmetiyle muamele eder.”
O günden sonra Hafıza her namazdan sonra annesine dua etti. Fakirlere yemek dağıttı, yetimlere el uzattı. Bir gece annesini tekrar rüyasında gördü. Bu kez annesi bembeyaz giysiler içinde, yüzünde huzurla ona gülümsüyordu:
— “Kızım, duaların bana ulaştı. Azabım hafifledi. Allah senden razı olsun.”
Hafıza gözlerini yaşlarla açtı. O günden sonra hem annesi hem de kendi için ibadetlerine daha sıkı sarıldı. Çünkü anladı ki, dünyada ihmâl edilen küçücük ibadetler, kabirde büyük hesaplara dönüşüyordu.
Bu hikâyenin mesajı: Namazı terk etmemek, dua ve sadaka ile vefat eden yakınlarımıza fayda sağlamak.