
“Oğlunuzun kanseri var.”
Zaman durdu sanmıştım. Dünya dönmeyi bıraktı. Kalbim çığlık çığlığa atıyordu ama ağlayamadım. Çünkü o, bana bakıyordu.
Küçük bir çocuk, koca bir dağa dönüşen gözleriyle soruyordu:
“Şimdi ne olacak, anne?”
Ve biz o gün yola çıktık. Bir savaşın içine…
İğneler, serumlar, kemoterapiler, dökülen saçlar, sabahlara kadar süren ateş nöbetleri…
Ama o hiçbir zaman “bittim” demedi.
Bir gün, halsizlikten yorgun düşmüşken, gözleri yarı kapalıyken fısıldadı:







