
Cenaze hizmetlerinin geciktirilmeden yerine getirilmesi ve naaşın defnedilmesi gerektiği, İslam’da önemli bir kuraldır. Hz. Peygamber, cenaze işlemlerinin vakit kaybedilmeden yapılmasını tavsiye etmiştir (Şevkânî, IV, 79-80).
Cenazenin mezarlığa taşınırken sesli zikir yapılması, Kur’an okunması veya herhangi bir gösterişte bulunulması dinî açıdan uygun görülmemiştir. Cenaze, sükûnet içinde, kalben zikir, dua ve tefekkürle takip edilmelidir. Mezarlığa varıldığında, cenaze kabrine indirilene kadar ayakta durmak ve sonrasında oturmak sünnettir. Kabrin derinliği 100-150 cm. arasında olmalı ve cenaze, kıbleye dik açıyla yerleştirilmelidir. Cenazeye, toprağın doğrudan teması engellenmek amacıyla, tabanın bir kısmı kazılarak lahit şeklinde yer açılması tercih edilir. Ancak, toprağın sert veya yumuşak yapısına göre bu yöntem uygulanamazsa, cenazenin kabrin tabanına uzunlamasına yerleştirilmesi ve toprak kaymasını engelleyecek önlemler alınması yeterlidir. Cenazenin kabre indirilmesi, mümkünse sadece ölenin yakın akrabaları ve mahremi tarafından yapılmalı, buna imkân yoksa yabancı kişiler de bu görevi yerine getirebilir.