Hamileliğimin yedinci ayı
Karnımdaki bebeğin her kıpırtısında içimden bir dua yükseliyor. “Dayan,” diyorum ona, “biraz daha dayan.” Bu cümleyi en çok kendime söylüyorum aslında. Çünkü bu evde, bu duvarların arasında, sabahın sessizliği bile bir fırtınanın habercisi gibi. Ben hamileyim; ama hamileliğin verdiği o korunmuşluk, o şefkat burada hiç var olmadı.
Evlendiğimde, “Sabret, zamanla alışılır” demişlerdi. Kaynanama hizmet etmek, onun gözüne girmek, evin düzenini kusursuz sürdürmek… Hepsi görevdi. Ben de elimden geleni yaptım. Sabah ezanından önce kalktım, çorbayı kaynattım, yerleri sildim, çamaşırları yıkadım. Ama ne yaparsam yapayım, hep bir eksik bulundu.
Çorba tuzsuz, yerler yeterince parlamıyor, sesim fazla çıkıyor, yüzüm asık… Ve akşam olduğunda, bu eksikler kocamın dilinde bıçak gibi keskinleşiyordu.devamı sonraki sayfamızdan okuyabilirisiniz







