
Altaylı, gündelik yaşamdan bir örnek vererek durumun olağan dışılığına dikkat çekti: “Kendi oturduğum sitenin havuzunun makine dairesine ömrüm boyunca girmedim, nerede olduğunu bile bilmem. Bu yüzden bir belediye başkanının oraya neden ve nasıl girdiğini de sorgulamak gerekiyor. Ancak eğer birileri onun günlük rutinini biliyor, alışkanlıklarını takip ediyorsa, böyle bir tuzak kurgulamak imkânsız da sayılmaz. Tüm bu olasılıklar ciddi şekilde soruşturulmalıdır.”
Altaylı’nın dikkat çektiği bir diğer husus da Türkiye’de ihmalkârlığın ve kötü işçiliğin yaygın olması. Bu noktada, olayın basit bir ihmalkârlık sonucu meydana gelmiş olma ihtimalinin daha güçlü olduğunu belirten gazeteci, yine de bu şüphelerin göz ardı edilemeyecek kadar ciddi olduğunu ifade etti.
“Evet, Türkiye’de kötü iş yapma geleneği, denetimsizlik ve rastgelelik birçok kazaya yol açıyor. Bu gerçek. Ancak bu olayda farklı dinamikler de devrede olabilir. Çünkü Zeyrek, belediyedeki yolsuzlukları önleyen ve çeşitli çıkar gruplarını rahatsız eden bir profildi. Daha önce güvenlik tedbirleri aldığı, hatta çevresine olası tehditlerden söz ettiği de biliniyor. Bütün bu parçalar bir araya geldiğinde, ‘acaba?’ demeden edemiyorsunuz.”