
Bir gün annesi hastalandı. Kızına, “Yanımda kal, bana biraz su getir.” dedi. Genç kız ise ezberiyle meşguldü ve annesine öfkeyle,
— “Benim işim daha önemli!” diye çıkıştı.
Bir süre sonra annesi vefat etti. Cenaze defnedildikten sonra köylüler gece garip sesler duyduklarını söyledi. Mezardan feryatlar yükseliyor, “Anne hakkı, anne hakkı!” sözleri yankılanıyordu.
Genç kız dahî korku içindeydi. Rüyasında annesini gördü; annesi yüzü kapkara, gözlerinden yaş yerine ateş akan bir hâlde,
— “Evladım, sen Kur’an’ı ezberledin ama kalbine yerleştirmedin. Rabbimiz kul hakkını affeder ama anne hakkını asla hafife almaz. Benim gönlümü kırdın, ahirette hesabını veriyorsun.” dedi.